İlk Adımlar
Internet teknolojisi ilk adımlarını askeri amaçlı düşünülen bir sistemin tasarımını doğrultusunda atmıştır. Buna göre, 1962 yılında Amerikan Askeri Araştırma Projesi (ARPANET) ve Massachusetts Institute of Technology’nin ortak hareketleri doğrultusunda “galaktik bir ağ” sistemi düşüncesi ortaya atılmış ve ARPANET bağlamında ilk bağlantı, University of California at Los Angeles (UCLA), Stanford Research Institute, University of Utah ve University of California at Santa Barbara arasında, 1969 yılında gerçekleştirilmiştir (Çakır & Topçu, 2005; Güçdemir, 2012).
Esasında ARPANET sayesinde, askeri üsler arasındaki bilgi – iletişim akışı ortaya konmuştur (Ellsworth & Ellsworth, 1994). Ancak gerçekleştirilen bağlantılar doğrultusunda Internet teknolojisinin temellerinde yatan sayısal sistemler arası iletişim yaklaşımının ortaya çıktığı aşikârdır. Internet’in temellerini teşkil eden söz konusu iletişim teknolojisinin genel anlamda duyurulması, 1972 yılının Ekim ayında gerçekleştirilen Uluslararası Bilgisayar İletişim Konferansı’nda gerçekleşmiştir (Çakır & Topçu, 2005; Güçdemir, 2012). Bu noktadan sonra Internet’in tarihsel gelişimine yönelik ortaya çıkan temel gelişmelerini; ilgili literatür kapsamında şu şekilde açıklayabiliriz (Çakır & Topçu, 2005; Güçdemir, 2012):
Gelişmeler
o 1972 yılındaki konferans, Internet’in temellerinin atıldığı noktada; ARPANET bilgisayarlarının iletişimini sağlayan uygulama hizmetlerinin sunulduğu NCP’nin (Network Control Program – Ağ Kontrol Programı) aktif bir hale gelmesine de vesile olmuştur. Bu şekilde, e-posta gibi; günümüz yaygın Internet hizmetlerinden birisinin de kullanıma başlaması sağlanmıştır (Bu hizmetleri daha sonraları FTP ve HTTP gibi hizmetler de izlemiştir).
o 1983 yılında ARPANET sivil ve askeri iki ağa ayrılmıştır ve bu nedenle kişisel ağların geneline Internet adı verilmesi önerilmiştir.
o 1 Ocak 1983’te, var olan NCP yapısından, günümüz Internet teknolojisi iletişim altyapısını oluşturan TCP/IP (Transmission Control Protocol / Internet Protocol – İletişim Kontrol Protokolü / Internet Protokolü) yapısına geçilmiştir. Bu şekilde, Internet ortamında yer alan farklı sayısal sistemlerin sağlıklı iletişim kurabilmesi adına ortak bir anlaşma dili kullanılmaya başlanmıştır (Kırçova, 1999; Güçdemir, 2012).
o 1987 yılında, o ana kadar sadece belirli araştırma kurumlarının kullanımında olan Internet’in eğitim kurumlarına da açılması sağlanmıştır.
o Internet 1989 yılında ticarileşmeye başlamış ve bu dönem itibariyle maliyetlerde azalma, Internet’in kullanımında yaygınlaşma (ve dolayısıyla bilgi erişiminde herkese açıklık) ortaya çıkmış; gerçekleşen toplam bağlantı – nokta sayısı 100.’i aşmıştır (Kalakuta & Whinston, 1996; Güçdemir, 2012).
o ARPANET ve sonrasında ortaya çıkan çeşitli yeni yapılanmalarla varlığını sürdüren Internet omurga yapısının kontrolü, 1990 yılı itibariyle özelleşmeye başlamış ve 1995 yılı itibariyle bütünüyle özelleşmiş bir yapıya kavuşmuştur.
o 90’lı yıllar itibariyle gelişimine büyük bir ivme kazanan Internet teknolojisi, artık birçok farklı sayısal sistemden erişilebilir hale gelmiş; insanların bilgi erişimine ve paylaşımına yönelik olarak kullanabildiği, hatta farklı iletişim teknolojilerini bir kenara bırakarak; kolaylıkla görsel ve/veya işitsel iletişim kurabildiği büyük bir iletişim / etkileşim platformu haline gelmiştir.
Internet’in özellikle 90’lı yıllardan sonra hayatımızın büyük bir parçası haline gelmesindeki en büyük etkenlerden birisi de kuşkusuz Web ortamıdır. Bu bağlamda, www (World Wide Web – Dünya Çapında Ağ) olarak kullanıma sunulan bu Internet servis yapısı / platformu, Internet’in kullanıcılar nazarındaki yaygınlığını ve popülerliğini; hatta bilgiye erişimi ve paylaşımı sağlayan etkin bir unsur olarak değerlendirilmektedir. Buna göre Web’in tarihsel gelişimini de şu şekilde özetlemek mümkündür (World Wide Web Foundation, 2014):
o World Wide Web / Web, 1989 yılında, CERN’de çalışmakta olan yazılım mühendisi Tim Berners-Lee tarafından icat edilmiştir. Berners-Lee, laboratuvarlarda gerçekleştirilen çalışmalar esnasında, verilere – bilgiye ve sonuçlara ulaşma noktasında birtakım zorluklar yaşandığını görmüş ve Internet ortamındaki iletişimi / etkileşimi insanlar için daha kolay hale getirecek, hatta Internet’i daha yaygın bir şekilde insanların kullanımına sunabilecek birtakım teknolojiler önermiştir.
o Tim Berners-Lee 1990 yılı sonlarına doğru, –günümüz Web platformunun da temellerine değinen– HTML (Hypertext Markup Language – Hipermetin İşaretleme Dili: Web ortamındaki dokümanların / Web sayfalarının temel basım formatı / dili), URI (Uniform Resource Identifier – Tekdüze Kaynak Tanıtıcı: Web ortamlarındaki her kaynak için tanıtıcı olan bir tür adres) ve HTTP (Hypertext Transfer Protocol – Hipermetin İletim Protokolü: Web ortamında yer alan bağlantılı kaynaklara erişimi sağlayan iletişim protokolü) teknolojilerini ortaya koymuştur.
o 1990 yılının sonunda, ilgili teknolojiler doğrultusunda Web ortamına ilk Web sayfası konulmuştur. Bunu takiben; 1993 yılında World Wide Web, CERN tarafından herkesin erişebileceği bir platform olarak duyurulmuştur.
o Herkesin erişebildiği bir platform olduktan sonra Web’in etkisi bütün dünyaya yayılmış ve Web kısa bir süre içerisinde en etkin iletişim / etkileşim ortamı olarak kabul edilmiştir. Bu noktada, Web’in hızla yaygınlaşması; Web ortamına eklenen sitelerin, sayfaların ve uygulamaların belirli standartlar çerçevesinde olması gerekliliğini de beraberinde getirmiştir. Bu nedenle, yine Web’in mucidi Tim Berners-Lee’nin girişimleriyle, Ekim 1994’te World Wide Web Consortium: W3C (Dünya Çapında Ağ Birliği) kurulmuştur.
Öğr. Gör. Utku KÖSE