İletişim – TDK
- İsim: Duygu, düşünce veya bilgilerin akla gelebilecek her türlü yolla başkalarına aktarılması, bildirişim, haberleşme, komünikasyon
- teknik: Telefon, telgraf, televizyon, radyo vb. araçlardan yararlanarak yürütülen bilgi alışverişi, bildirişim, haberleşme, muhabere, komünikasyon
“Basın mensupları bağlı oldukları yayın kuruluşları ile iletişim hâlindeydiler.”
- Eray
15-16 yaşlarındaydım galiba mevsim yazdı. Bizi ziyarete gelen teyzemi yolcu etmek için Harem Otogarı’na inmiştim. Bir ara şöyle sesler duymaya başladım “-A!A! ne güzel şeyler bunlar, pek de güzel şeyler. – Ne kadar güzeller bakar mısın. – aaa çok güzel şeyler…” kısık bir sesle ve değişik tonlamalarla tekrarlanan bu cümlelere kulak vermemek merak etmemek mümkün olmuyordu.
Arkamı döndüm yaşlı bir adam elinde ters “T” şeklinde bir askı tutuyor ve askıda rengarenk incik boncuk, bilezikler, tespihler, kolyeler taşıyor ve satıyordu.
Tanıtımın tonu o kadar güzel ayarlanmıştı ki, sizi sarıp sarmalıyor almasanız da baktırıyor, satıcıyı görünce de bir alma hissi uyandırıyordu. Hatta tekrar sıklığı ve volümü o kadar güzeldi ki sizden iki üç adım uzaklaştığında artık duyamıyordunuz. Yaşlı amca ise yeni potansiyel alıcılara ulaşıyor ve mesaj tekrarı yapıyordu. Yani size algılayacağınızdan daha fazla mesaj iletilmiyor dolayısıyla ürün ve satıcıyla kurduğunuz ilişki yeterli bir seviyede (efektif erişim- effective reach) ve olumlu bir iletişim süreci (pozitif etki- possitive impression) olarak gerçekleşiyordu.
İletişim süreci iki ana unsur temelinde inşa edilir, 1- mesaj, 2- tekrar. Bu iki unsuru doğru şekilde ayarladığınızda hedefe varmanız işten değildir.
Mesaj: hedef kitlenize aktarmak istediğiniz düşünce ya da vaat olarak kısaca açıklamak mümkün. Bir tutarlılığı olmalı ve inandırıcı bir vaadi içermelidir. Hedef tüketiciniz yorulmadan hemen anlatmak istediğinizi anlamalı, algılamalı ve yönlendirmenizi ihtiyaçları doğrultusunda izlemelidir. En azından mesajınızdan sizin beklentiniz bu yönde olmalıdır.
Tekrar: Mesajınızın hedef tüketicinin zihnine yerleşmesi amacıyla hazırladığınız medya planınızdır. Kime, nerede, ne sıklıkta derdinizi anlatacaksınız bu kararınızın toplamı, mesajınızın frekansını oluşturur. Etkin bir erişim sağlamak için yaptığınız toplam vaat harcamanızdır.
Unutmamak gereken ve genel olarak ıskalanan en önemli unsur şudur: pazarlama dünyasında kodladığınız hiç bir mesaj tek yönlü olmamalıdır. Adı üstünde “iletişim” kavramı etkileşimli, yeni söylemiyle interaktif bir süreçtir, günümüz iletişim ortamında bu etkileşim daha önemli boyuta çıkmıştır. Yani siz bir ileti kodlarsınız ve bir geri dönüş beklersiniz. Bu geri dönüş, bir satış süreci beklentisi, olumlu bir duygu beklentisi ya da bir cevap olabilir. Önemli olan süreci etkileşime çevirebilmektir.
Mesajınızın anlaşılır, uygun bir tonda hazırlanmış ve yeterli sıklıkta tekrar edilmiş olması, pazarlama planınız dahilinde yaptığınız harcamanın geri dönüşünü maksimize etmenizi sağlar. Kimileri daha seyrek tekrar ve daha çığırtkan bir ton kullanmanın faydalı olacağını düşünebilir. Ama şunu bilin ki tonunuz karşınızdakini rahatsız etmeye başladığı anda sizi duysalar da algılamazlar.
Sağda solda su satan insanları görüyorsunuzdur, özellikle toplu taşıma araçlarında bu insanlar karşılarındaki en az duyan insana göre bağırırlar. Çokça benimde kullandığım bir yöntem olan etrafın gürültüsünden soyutlanmak adına kulaklık takıp radyo dinleyerek şehrin gürültüsünden kurtulma çözümü, onların size de sesini duyurmak adına daha fazla gürültü çıkarmasına sebep olmaktadır. Aslında, özellikle kapalı ortamlarda, insanlar zaten taşıdıkları, üzerinden buz buharı çıkan su şişelerini görmektedir. Yani aynı zamanda kör değillerdir. Hem kör hem sağır olduklarını düşünürseniz bağıra bağıra o ortamdakileri rahatsız eder, dürter, çarpar ve alacağı varsa da almamalarına yol açarsınız.
Reklam kuşaklarında dikkatinizi çekmiştir. Bir anda televizyonunuzun sesi açılmış gibi olur bunun sebebi de aynıdır, reklam prodüksiyonları kanunun müsaade ettiği en üst desibelde seslendirilirler, TV programları ise sesin optimum seviyesinde yayınlanır. Reklam kuşağına geçildiğinde bir anda ses artar ve sesi kısana kadar bir gürültüye maruz kalırsınız. Bunu bir kazanım olarak düşünen reklam verenler aslında tüketiciyi rahatsız edip mesajlarını kodladıkları süreçte onların televizyonlarının sesini kısmaya uğraştığını bilmelidir, hem de ilk reklam olarak yayınlanmak adına daha fazla para verdikleri halde, mesajlarını hedef tüketicilerine iletme şansını ıskalamalarına rağmen bu hatayı tekrarlamaktadırlar.
İletişim kazalarının en büyüğü mesajınızı karşınızdakine ilettiğinizi sanmanızdır. Pazarlama dünyası ölçülebilir sonuçlarla hareket eden bir dünyadır. Asla ve asla, dönemsel ve elde olmayan sebepler haricinde, gerçekleştirdiğiniz iletişim sürecinin hedeflenen etkiyi yaratmamasını göz ardı etmeyin ve gerekiyorsa çözüm ortağınızı ya da kendinizi samimi bir şekilde gözden geçirin. Nerede yanlış yaptığınızı bulun ve o yanlışı ortadan kaldırın. Aksi durumda karşılanamaz ve halledilemez daha büyük sorunlarla karşılaşır, kendinize ve markanıza en büyük zararı verirsiniz. Unutmayın ki kitle iletişim araçlarında reklam yapabilecek büyüklükte bir iş yapıyorsanız, bu hata sadece sizi değil yanınızdaki onlarca aileyi de etkileyecek sonuçlara gebe olabilir. İletişim kazalarının telafisi size en iyi ihtimalle iki katına çıkmış bir iletişim bütçesi olarak geri dönecektir. Bu bütçenin bir kısmıyla ilk kazanın enkazını kaldırmaya uğraşacak kalanıyla da ilk hedefiniz olan pazarlama problemini çözmeye uğraşarak tekrar harcama yaparak zaman kaybına uğrayacaksınız. Ürününüz raf ömrü kısa bir ürünse bir de yeni üretim maliyetleri üzerine eklenecek ve sorun çığ gibi (snow bolling effect) büyüyecektir.
İletişim sürecinizi doğru planlayın ki günlük milyonlarca mesaj arasında kaynayıp gitmeyin, hedefinize sağlıklı bir şekilde varın ve bir sonraki etaba daha güçlü başlayın. Günümüzde üretilen enformasyonun boyutları inanılmaz seviyelere çıkmıştır. Bir dakikada sadece internet ortamında 2,4 milyon Google araması, 20,8 milyon whats-up mesajı yazılmakta, %80’i spam, 150 milyon e-posta gönderilmekte ve alınmaktadır. Böyle bir dünyada mesajınızın kaybolmaması ve Boncukçu Amca gibi yıllar sonra hatırlanmanız ve iletişebilmeniz dileğiyle.