Değerli okuyucular ve takipçilerimiz, bugüne kadar Sosyal Sorumluluk Kavramı, Gönüllülük, Proje konularında çeşitli yazılar yazdım. Sizleri de bu konularda farklı bakış açıları ile aydınlatma yoluna gittim. Sosyal sorumluluğun doğuşu, hayata geçiriliş şekli, ne olduğu veya ne olmadığı gibi konularda farklı teorileri anlatmaya sivil toplumda, özel kurumlarda bu kavramların ne gibi uygulamalarla hayat bulacağını açıklamaya çalıştım. Yapılan uygulamaların, proje mantığı ile ortaya konulan işlerin sosyal sorumluluk sınıfına girip girmediği gibi konuları da sizlerle paylaşmaya çalıştım.
Son dönemde, sosyal sorumluluk kavramının yapısı, işleyişi ve geçirdiği evreleri anlatan bir yazı yazmak ve tarih boyunca kaydettiği gelişimi sizlerle paylaşmak istedim. Sosyal sorumluluk kavramı, 2’li yıllardan itibaren sivil toplum kuruluşlarının gelişimi ile birlikte adını kamuoyuna duyurmaya başladı. Projeler artmaya başlayınca eskiden gerçekleştirilmiş olan uygulamalar ve hayırseverlik kavramları da bu olgunun içine girdi ve büyüme başladı. Sistem geliştikçe ve bu konuda eğitimler artmaya başladıkça konu daha farklı boyutlar kazanmaya başladı. Proje konuları ve artan gönüllülük çalışmaları sayesinde bu kavram, stratejiler ve iş planlarının içine girecek kadar gelişme gösterdi.
Zamanla sosyal sorumluluk kavramı, sivil toplum kuruluşlarının tanım alanından yavaş yavaş çıkmaya başladı. Başta özel şirketler olmak üzere toplumun her kesiminden ve her sektörden gruplar bu çalışmaya dahil oldular. Üzerine makaleler, akademik çalışmalar, projeler, hibe kaynakları ve araştırmalar da eklenmeye başlayınca konu kavramsal bir halden kuramsal bir hale dönüştü. Konunun çeşitli evreleri ve inceleme alanlarının da ortaya çıkmaya başlamasıyla üniversiteler de devreye girdi. Konu ile ilgili yayınların artması, kapasite geliştirme programlarının hayata geçirilmesi ile beraber de daha kapsamlı bir hal aldı.
Bu bilgiler ışığında sizlere özel kurumların içinde yaşadıkları devinimi anlatmaya çalışacağım. Sosyal sorumluluk kavramı gelişmeye ve yayılmaya başladıktan sonra sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla konu özel şirketlerin de dikkatini çekti. Kısa zaman içinde şirketlerin yönetim departmanlarında bu görevi hangi departman üstlenir, nasıl yapılır, konu kimin görev tanımına girer gibi çeşitli sorular dönmeye başladı. Konu, bazı şirketler içinse oldukça yeniydi bu nedenle eldeki kaynaklarla nasıl yapılabilir ve sosyal sorumluluğu sürdürülebilir kılmanın yolu nedir gibi stratejik konular önem kazandı.
1 – Aşama: İdari İşler Departmanı
Bir sosyal sorumluluk projesini hayata geçirmek isteyen firmalar, ilk etapta sevk ve idare organizasyonun daha kolay olabileceği ve personelin de etkin katılım göstermesi gerektiğini göz önünde bulundurarak yetkiyi idari işlere verdi. Ancak uygulamaya geçirilen projelerin sayılarındaki artış, idari işler çalışanlarının konu ile ilgili kısıtlı bilgiye sahip olması nedeniyle sorumluluk çalışmaları kısa sürede bu departmanın görev alanından çıkarıldı.
2 – Aşama: İnsan Kaynakları Departmanı
Sosyal Sorumluluk projeleri büyüyüp gelişme göstermeye başlayınca ve şirket personeli de bu çalışmalarda daha fazla yer almak isteyince bu sefer iş, İnsan Kaynakları departmanlarına kaldı. Ve süreç adeta bambaşka bir boyut kazandı. Daha çok personel özlük işleri ve kariyer ile ilgili eğitim programları konularında desteklemeler yapan bu departman, ya konu ile ilgili konuklar çağırmak suretiyle seminerler yapmaya veya sivil toplum kuruluşları ile paydaşlıklar kurarak, personelin iş zamanı dışında kalan günlerinin işlevsel hale gelmesi ve topluma bir katkı olarak ortaya çıkmasını sağladı ama bu seferde, ortak projeler, hibeler, sponsorluklar ve PR devreye girince İnsan Kaynakları departmanı da yetersiz kalmaya başladı ve başka bir organizasyon yapısı üzerinde çalışılmaya başlandı. Ne mi oldu? Bakalım hangi aşamaya geçildi.
3 – Aşama: Kurumsal İletişim Departmanı
Sosyal sorumluluk büyüyen ve büyüdükçe kar topundan, bir çığ haline gelen yapı olmaya başlayınca ne mi oldu. İş sosyal sorumlulukla neredeyse yaşıt olan Kurumsal İletişim Departmanına doğru yönelme gösterdi. Ne değişti? Sosyal sorumluluk projelerinin sahası büyüdü, firmalar reklam ve sponsorluk gibi konuları da koymaya başladı. Çalışanların yetkinliklerine ve isteklerine göre değişen projelerde yer almak istekleri ortaya çıktı. Eğitim konusu ön plana çıktı akademiler kurulmaya başladı. Bunun sonunda gönüllü grupları kurulmaya başladı.
4 – Aşama: …ve sonrası nereye gider?
Ve konumuzun son safhasına geldik. Sosyal sorumluluk alanını kuramsal olarak incelemeye ve çeşitli gelişim aşamalarını anlatmaya çalıştık.
Sosyal sorumluluk sürekli gelişmeye açık bir alan ve Avrupa’daki örneklerine bakarsak, gelecekte şirketlerin bünyesinde ayrı bir departman olarak yapılanacağı aşikar.