- Tanımlar ve Yaklaşımlar
- Uluslararası İş Birliklerinin Amacı ve Önemi
- Çift Taraflı, Bölgesel ve Küresel İş Birlikleri
- NATO’nun Rolü ve İşleyişi
- BM’nin Rolü ve İşleyişi
- AB’nin Rolü ve İşleyişi
- ASEAN’ın Rolü ve İşleyişi
- SCO’nun Rolü ve İşleyişi
- Uluslararası İş Birliklerinin Ekonomi ve Siyasete Etkileri
- Sonuç
Uluslararası iş birlikleri içerisinde devletler, çeşitli çıkarlar doğrultusunda birbirilerini iş birliği yapabilecekleri ortaklar görürler. Bu doğrultuda çeşitli ortalıklar ve ittifaklar meydana getirirler. Genellikle bu gibi birliktelikler ülkelerin güvenliği ve iç refahı amaçlar. Bu doğrultuda yapılan iş birlikleri, dönemin konjonktürüne göre değişkenlik gösterir. Bu dinamiklere göre çeşitli anlaşmalar, birliktelikler ve uluslararası iş birlikleri meydana gelir. Bu uluslararası ortaklık ve anlaşmalar içerisinde eğitim yaygın olarak akla gelir. Bununla beraber farklı konular ve alanlar da vardır. Siyaset, sağlık, ekonomi, finans, askeriye, bölgesel ve küresel iş birlikleri gibi farklı alanda çeşitli ittifaklar, ortaklıklar kurulur. Tüm bu ittifaklıklar ve iş birlikleri, uluslararası ilişkilerin temel olgularından da biridir.
Tanımlar ve Yaklaşımlar
Tüm bunlara rağmen ittifak ile ilgili üzerinde uzlaşılan tek bir tanım ve yaklaşım yoktur. Ancak herkesçe kabul edilen nokta, ittifakların genellikle güvenlik ihtiyacından kaynaklandığıdır. Örneğin, Alman – Amerikan akademisyen Hans Morgenthau’nun (1904 – 1980), ittifak tanımı dikkat çekicidir. Morgenthau ittifakları “güç dengesinin zorunlu bir fonksiyonu” olarak ifade eder. Bir diğer akademisyen Stephan Walt ise ittifakları ikiye ayırır. Buna göre “iki ya da daha fazla devlet arasındaki resmi ya da gayriresmi bir güvenlik iş birliği” olarak adlandırır. Profesör George Liska’nın tarifi ise diğerlerinden biraz daha ayrıdır. Liska’ya göre ittifaklar biraz daha farklıdır. İki ya da daha fazla devletin kendilerinden daha güçlü bir başka devletten gelen tehditlere karşı oluşturduğu birlikteliklerdir. Bu nedenle Liska, uluslararası iş birliklerini “bir şey olmak” şeklinde tanımlamaz. “Bir şeye karşı” kurulan birimler şeklinde yorumlar.
Tüm bunlar, uluslararası iş birlikleri hakkında önemli fikirler edinmemizi sağlayan tanımlardır. Bazı tarifler birbirinden farklı da olsa hepsini kapsayan, genel sonuçlara ulaşmak mümkündür. Buna göre uluslararası iş birlikleri ve ittifaklar iki ya da daha çok devletten oluşur. Devletlerin kendi güvenliğini merkeze alarak oluşturduğu ortaklıklardır. Bu güvenlik salt askeri ya da siyasi olmak zorunda değildir. Aynı zamanda ekonomik güvence gereği de çeşitli uluslararası iş birlikleri vardır. Örneğin, geçtiğimiz COVID – 19 pandemisi ile beraber ülkeler arasında aşı iş birlikleri olmuştur. Hatta bulaşıcı hastalıklar söz konusu olduğunda ülkeler arasındaki iş birliklerine tarihte de rastlanmaktadır.
Mesela, ilk Uluslararası Sağlık Konferansı, 1851 yılında kolera, veba ve sarı hummaya karşı düzenlenmiştir. 1960’lardaki Soğuk Savaş döneminde birbirini düşman olarak kabul eden ABD ve Sovyetler Birliği dahi, çocuk felci ve çiçek hastalığı aşıları için iş birliği yapmıştır. Dolayısıyla uluslararası iş birlikleri ve ittifaklarını farklı konu başlıkları içerisinde görmek de mümkündür. Bu noktada gelecek dünya düzeni, diplomasi, strateji, politik psikoloji gibi kavramların da her biri büyük değer taşır.
Uluslararası İş Birliklerinin Amacı ve Önemi
Uluslararası iş birlikleri ve ittifakların amacı da önemi de konuya göre değişkenlik gösterir. Örneğin, yukarıda örneğini verdiğimiz iş birlikleri daha çok küresel sağlık alanındadır. Bu nedenle dünya genelindeki salgınların azalması, durması, bitmesi gibi amaçlar taşır. Burada tabii ki devletler kendi ülkelerinin vatandaşlarına öncelik verir. Bununla beraber, sonuç olarak dünya genelinde salgının seyrinin düşmesi gibi amaçlar da vardır. Bu nedenle iş birliklerinin önemini örnekler üzerinden anlatmak daha uygun olacaktır. Ekonomiden bir emsal olarak G20’yi ele almak mümkündür.
G20 Dünyanın en büyük ekonomileri arasında yer alan 19 ülkeden oluşur. Ayrıca Avrupa Birliği Komisyonu’ndan meydana gelir. çeşitli amaçları ve hedefleri vardır. Küresel ekonomik istikrar, sürdürülebilir büyüme, gelecekte meydana gelebilecek finansal krizleri önlemek bu hedeflerden bazılarıdır. Askeri alandaki iş birlikleri içerisinde ise Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) örnek verilebilir. NATO’nun asli görevi, üye ülkelerin özgürlük ve güvenliklerini korumaktır. İş birlikleri sosyal alanlarda ve sporda da kendini gösterir. Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA), Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FIFA) ve Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) de spor alanında iş birliklerini kapsar.
Tüm bu örneklere bakacak olursak; uluslararası iş birlikleri farklı hedefler, amaçlar ve önemleri kapsar. Tabii ki önem dereceleri birbirinden farklıdır. Örneğin, askeri alandaki en önemli iş birliklerinden olan NATO, bugün dünyadaki en önemli uluslararası kuruluşlardan biridir. Politik ve askeri bir ittifaktır. Üye ülkeler güvenlik ve savunma konuları üzerinde bir araya gelirler. Dolayısıyla dünya ölçeğindeki en önemli uluslararası kuruluşlardan biri NATO’dur.
Ekonomi alanında ise G20’nin yanı sıra Dünya Ticaret Örgütü (WTO) en önemli uluslararası kuruluşlardan biridir. Dünya Ticaret Örgütü’nün amacı ticarete odaklıdır. Uluslararası ticaretin önündeki engelleri ortadan kaldırmak, ticaret kurallarını şeffaflaştırmak, küresel ticaret hacmini artırmaktır.
Çift Taraflı, Bölgesel ve Küresel İş Birlikleri
İş birlikleri, yapı ve işleyişi bakımından da kendi içinde türlere ayrılır. Organik tarımda Türk – Alman çift taraflı iş birliğinin yapıldığı “Sürdürülebilir Tarımsal Kalkınmanın Rehber Modeli Olarak Organik Tarım ve Araştırmalarda Yenilikler” konulu çalıştay oldukça değerlidir. Alman hükümeti tarafından desteklenen ve 2011 yılında başlayan iş birliği projesinin esas amacı, Türkiye’deki Organik Tarımı ve Organik Ürünlerin Avrupa pazarındaki ihracat olanaklarını artırmaktır. Bunun yanı sıra başta Ankara Anlaşması olmak üzere ortaklık anlaşmaları, Avrupa Anlaşmaları, İstikrar ve Ortaklık Anlaşmaları ve Ortaklık ve İş Birliği Anlaşmaları da iki taraflı karma anlaşmalara verilebilecek örneklerdir. Çift taraflı iş birliklerinin en önemli özelliği ise üye devletlerin yapılan anlaşmanın birlikte bir tarafını oluşturmalarıdır.
Bölgesel iş birlikleri içerisinde ise Bölgesel İşbirliği Konseyi (BİK) önemli bir örnektir. BİK’in esası ve görevleri, Güneydoğu Avrupa’da bölgesel iş birliğine odaklı anlayışın sürdürülmesidir. Katılımcılar ülkeler şunlardır: Türkiye, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Hırvatistan, Karadağ, Kosova, Kuzey Makedonya, Moldova, Romanya, Sırbistan, Yunanistan ve Slovenya’dır. AB, donör ülkeler, uluslararası kuruluşlar ile uluslararası mali kurumlar da üyedir. BİK’in 6 faaliyet alanı vardır. Ekonomik ve sosyal kalkınma, enerji ve altyapı, adalet ve içişleri, güvenlik iş birliği, insan kaynağının geliştirilmesi, parlamentolararası ilişkiler.
Küresel iş birlikleri ise tabii ki genelde kapsamı en geniş iş birliği tipidir. İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) buna bir örnektir. 1961 yılından beri varlığını sürdüren OECD, Avrupa ekonomilerini desteklemek ve iyileştirmek amacı ile oluşturulmuştur. OECD’nin tüzüğünde pek çok amaç vardır. Ekonomik büyüme ve istikrar, ticaret, yatırım, girişimcilik gibi alanlarda refah düzeyinin artırılması en önemli amaçlar arasındadır. Bunun yanı sıra örgüt, sağlıklı ve etkili bir yönetim için sosyal eşitliğin sağlanmasını ve istihdam olanaklarının herkes için artmasını da amaçlar. Türkiye, ABD, Fransa, Kanada, Avusturya, İngiltere, Belçika, Almanya, İtalya, Hollanda, İsveç, İspanya, Portekiz, Norveç, İzlanda, İsviçre, Danimarka, Yunanistan, İrlanda ve Lüksemburg OECD kurucu üyeleridir.
NATO’nun Rolü ve İşleyişi
Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) ise uluslararası iş birlikleri ve uluslararası güvenlik açısından önemlidir. Bu örnekler arasındaki Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün en önemli oyuncuları ise bizzat üye ülkelerin kendisidir. Siyasi ve askeri ittifak, örgütün en temel bileşenleri arasındadır. Siyasi ayağında NATO, üyelerin sorunları çözmek, güven oluşturmak ve uzun vadede çatışmayı önlemek için iş birliği yapmalarına olanak tanır. Askeri alanda ise kendi tarifine göre NATO; diplomatik çabaların başarısız olması durumunda kriz yönetimi operasyonlarını üstlenebilecek askeri güce sahiptir. Örgüt üyeleri herhangi bir dış güçten gelebilecek saldırıya karşı ortak savunma amacı taşır. Tüm NATO üyelerinin toplam askerî harcaması, dünyadaki savunma harcamalarının %70’inden fazladır. Bu da örgütünün önemini ortaya koyar. Bu nedenle askeri ve siyasi ittifak alanında NATO en önemli uluslararası iş birlikleri örnekleri arasında yer alır.
Türkiye’nin ittifaka 18 Şubat 1952 yılında üye olmuştur. İttifakın diğer üyeleri şu şekildedir: ABD, Almanya, Arnavutluk, Belçika, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Fransa, Hırvatistan, Hollanda, İngiltere, İspanya, İtalya, İzlanda, Kanada, Karadağ, Kuzey Makedonya, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Macaristan, Norveç, Polonya, Portekiz, Romanya, Slovakya, Slovenya ve Yunanistan. NATO’nun asli görevi, tüm üye ülkelerin özgürlük ve güvenliklerini korumaktır. Gelecek dünya düzeni içerisinde de NATO’nun önemli bir yeri vardır. Örneğin, NATO’nun 2030 vizyonu bu açıdan değer taşır. Güvenlik ortamında meydana gelen gelişmelere bağlı olarak kendi dönüşümünü sağlayan örgüt, bunun bir parçası olarak NATO 2030 raporu hazırlanmıştır. Rapor, NATO’nun küresel ve bölgesel güvenlik ortamına ilişkin stratejik öngörüsünü içerir. Rapor ayrıca ittifakın gelecekte kendini nasıl konumlandırdığına dair de bir vizyon belgesidir.
BM’nin Rolü ve İşleyişi
1945 yılında kurulan, New York merkezli teşkilatın 193 üye ülkesi bulunmaktadır. Birleşmiş Milletler (BM) teşkilatının çeşitli amaçları vardır: Savaşları ve barışa yönelik tehditleri önlemek, ülkeler arasında dostane ilişkiler kurmak ve uluslararası ekonomik ve sosyal iş birliğini sağlamak şeklinde özetlenebilir. Kuruluş amacı da 20. yüzyılın ilk yarısında yaşanan savaşların ve barışa yönelik tehditlerin tekrarını önlemektir. Türkiye, kurucu üyelerinden biri olduğu BM içerisinde pro aktif bir yaklaşım sergiler. Göçten silahsızlanmaya, sürdürülebilir hedeflerden terörle mücadeleye, çevreden iklim krizi sorunlarına kadar tüm alanlardaki çalışmalara Türkiye de etkin katılım gösterir. BM Güvenlik Konseyi ise uluslararası barış ve güvenliğin sağlanması ve korunmasında en önemli çok taraflı forum olma özelliğini taşır. Güvenlik Konseyi, BM Antlaşması uyarınca uluslararası barış ve güvenliğin korunmasından birincil sorumluluğa sahiptir.
AB’nin Rolü ve İşleyişi
Avrupa Birliği (AB) ise bir bakıma ülkeler kulübüdür. Gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) bakımından dünyadaki en büyük ekonomidir. Bu da AB’yi oldukça değerli bir konuma çıkarır. Bu açıdan AB, toprakları büyük ölçüde Avrupa Kıtası’nda bulunan siyasi ve ekonomik bir örgütlenme modelidir. Avrupa Birliği, tüm üye ülkeleri bağlayan standart yasalara sahiptir. Üye ülkelerin bu standartlara karşılaması gerekir. Birliğe üye ülkeler Euro para birimini ortak olarak kullanır. Avrupa Birliği, devletlerarası ve çok uluslu bir oluşumdur. Birlik içinde kimi konularda devletlerarası anlaşma ve fikir birliği de gerekir. Bu açıdan bir ittifak dinamiği içerisinde ilerler. AB, Avrupa halklarının ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel alanlarda birbirleriyle kaynaşmasını öngörür. Uluslarüstü bir yapı olması, dünyadaki en büyük ekonomi olması ile önem kazanır.
ASEAN’ın Rolü ve İşleyişi
Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN), ekonomik, sosyal, kültürel, teknik, eğitim ve diğer alanlarda iş birliği, adalet kavramına, hukuk ve Birleşmiş Milletler ilkelerine saygı çerçevesinde bölgesel barış ve istikrarın sağlanması amaçlarına sahiptir. 1967 yılında kurulan birliğin üyeleri şu şekildedir: Endonezya, Malezya, Tayland, Filipinler ve Singapur (kurucu üyeler), Bruney (1984), Vietnam (1995), Laos (1997), Myanmar (1997) ve Kamboçya (1999). AB, ABD, Kanada, Rusya, ÇHC, Japonya, Güney Kore, Hindistan, Avustralya ve Yeni Zelanda ise birliğin diyalog ortaklarıdır. Türkiye, ASEAN’a üye değildir ancak 23 Temmuz 2010’da ASEAN Dostluk ve İşbirliği Anlaşmasına taraf olmuştur. ASEAN, kuruluş yıllarında çatışmaların durdurulması ve siyasi istikrarın sağlanması gibi amaçlar taşımıştır. Soğuk Savaş sonrası dönemde ise daha çok ekonomik iş birliğinin geliştirilmesine odaklanmıştır.
SCO’nun Rolü ve İşleyişi
Hükûmetlerarası kuruluş olan Şanghay İşbirliği Örgütü (SCO), 2001 yılında kurulmuştur. SCO’nun amacı, üye ülkeler arasında iyi komşuluk, dostane ilişkiler ve karşılıklı güveni güçlendirmektir. Ayrıca bölgesel barış, güvenlik ve istikrarın korunması için ortak çabalar da sarf edilir. Terörizmle, organize suçlarla, yasa dışı göçle mücadele etmek; siyasi, ekonomik, bilimsel, teknolojik ve enerjinin yanı sıra çevre konularında da iş birliğini güçlendirmek yine örgütün esasları arasındadır. Üye devletler Çin Halk Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu, Kırgızistan, Tacikistan, Kazakistan, Özbekistan, Hindistan, Pakistan, İran’dır. Türkiye ise Sri Lanka, Kamboçya, Nepal, Azerbaycan, Ermenistan, Suudi Arabistan, Mısır ve Katar ile beraber örgütün diyalog ortaklarıdır. Üye ülkelerin Orta Asya güvenliği ile ilgili sorunlarına odaklanması bakımından SCO değer taşır.
Uluslararası İş Birliklerinin Ekonomi ve Siyasete Etkileri
Uluslararası iş birlikleri, ekonomi ve siyaset alanındaki belirgin etkileri ile oldukça önemlidir. Örneğin, COVID-19’da olduğu gibi, emtia güvenliği de küresel bir endişedir. Bu nedenle iş birlikçi çabalar ile ele alınması gerekir. Kontrol edilmediği takdirde gelir dağılımı arasındaki uçurumun daha da kötüleşmesi tehdidi baş gösterir. Bu nedenle uluslararası iş birlikleri, farklı koşullar içerisinde ekonomik olarak değer taşır. Devletler, iş birliği çabası doğrultusunda yardım ve dayanışma içerisinde olur. Her tür uluslararası iş birliği, devletlerin kendi ülkelerindeki güvenlik ve iç refahı ile ilgilidir. Bunun bir parçası olarak ekonomi de özellikle iç refah noktasında ortaya çıkar. Örneğin, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) üye ülkelerin kalkınmalarına katkıda bulunmayı amaçlar. İktisadi İşbirliği ve Gelişme Teşkilatı (OECD) ise mali istikrarı korumayı amaçlar. Ayrıca sürdürülebilir ekonomik büyümeyi ve istihdamı sağlamak gibi amaçlar taşır. Bu iş birlikleri sayesinde üye ülkeler, kendi iç refahları noktasında daha iyi bir mertebeye ulaşmayı amaçlar.
İş birliklerinin siyasete etkileri de kaçınılmazdır. Öyle ki ekonomi ve siyaset bu noktada iç içe geçebilmektedir. Siyasi iş birlikleri ekonomi, güvenlik, refah gibi alanları etkileyebilir. Ayrıca küresel ölçekte alınan kimi kararlar, iş birliklerine göre çeşitli siyasi kararlar da olabilmektedir. Bu nedenle devletler, kendi ülkeleri için en faydalı iş birliklerinde yer almayı amaçlar. Uluslararası iş birliklerinin pek çoğu siyaseti etkileyebilmektedir. Özellikle dış siyasette karşılıklı güvenceye dayalı sıkı iş birlikleri yapmak pozitif sonuçlar getirebilmektedir. Benzer şekilde stratejik iş birliklerinin eksiklikleri de siyasi yönden olumsuz sonuçlar doğurur. Örneğin, Türk Devletleri Teşkilatı başlıca amacı siyasi iş birliği olan bir örgüttür. Burada politika planlama, vizyon belgesi gibi hamlelerde bulunulmaktadır. AB siyaseti de bu noktada oldukça önemlidir. Uluslararası politikada etkili olan AB, özellikle yumuşak güç unsurlarına sahiptir. Bu sayede diğer ülkeleri ikna edebilmekte ve davranışlarını değiştirebilmektedir. Politikaları sayesinde, AB hükümetleri dış dünyayı etkilemede birlik içinde hareket edebilmektedir.
Sonuç
Sonuç olarak uluslararası iş birlikleri, ilgili kuruluşa üye devletlere ekonomik ve siyasi olarak çeşitli avantajlar sağlar. Üye ülkeler, kendilerinden daha güçlü bir dış devletle karşı karşıya kalındığında kendi iş birliklerini daha çok önemseyebilmektedir. Dış siyaseti ve ekonomik dinamikleri belirleyici güce sahip olabilmektedir. Dilerseniz, İndeks Konuşmacı Ajansı’ndaki Küresel Strateji – Güncel Gündem Analizi Konuşmacıları listesini de keşfedebilirsiniz. Küresel strateji ve uluslararası ilişkilere odaklanan Türkiye’nin en iyi konuşmacılarını inceleyebilir, kuruluşunuzu destekleyecek eğitimler alabilirsiniz.