[vc_row css=”.vc_custom_1586197115242{margin-top: 30px !important;}”][vc_column][vc_column_text]Dikey uzmanlıkta geliştirdikleri bilgilerini cömertçe paylaşan konuşmacılarımız, bilim-inovasyon-tıp-teknik-sanat ve çapraz birikimleriyle ihtisaslarını konuşturuyorlar.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column][vc_column_text]
Bihter
Ayyıldız
Lüks Marka Danışmanı
Biyografi
Bihter Ayyıldız, iletişim dalında farklı şapkaları olan bir reklamcı, gazeteci, danışman ve pazarlama uzmanı. Fransa’da aldığı sanat tarihi eğitiminin ardından, reklam sektöründen marka iletişimi tecrübelerini lüks markaların iletişimlerinde kullanmak üzere sektör değiştirdi. Moda ve lüks marka severlerin yakından takip ettiği Ayyıldız, önemli markaların yol arkadaşı. Profesyonel hayatına gazetecilikle başlayıp stratejik pazarlama danışmanlığı yapan Ayyıldız, son zamanlarda yoğun mesai harcadığı influence marketing ve uzantısı olan Love and Hate Marketing’le pazarlama iletişiminin sınırlarını zorluyor.
Bihter Ayyıldız, Saint Benoit Fransız Lisesi’ni bitirdikten sonra, Fransa’da Charles de Gaulle-Lille Üniversitesi’nde sanat tarihi eğitimi aldı. Fransa’da bulunduğu süre zarfında Paris’te Latin-Jockey Tour’da VIP incoming yönetimi ve Nice’de Cigale Orientale adlı firmada özel davet organizasyonlarına imza attı. Lüksün ve modanın anavatanı olan Fransa’da geçirdiği yıllar profesyonel hayatını şekillendirmesine de katkıda bulundu. Türkiye’ye döndüğünde MARKA Reklam Ajansı ile başlayan kariyerine Balizza ile devam etti. Ardından Tiffany & Co., Omega, Montegrappa, Jaquet Droz, Davidoff, Pequignet, Montblanc gibi dünyanın en değerli lüks ve mücevher markalarının pazarlama ve PR yönetimini üstlendi.
Aynı zamanda Vatan Gazetesi hafta sonu ekleri Bizim Kahve ve Vatan Pazar’ın yanı sıra Milliyet’te köşe yazarlığı yapan Bihter Ayyıldız,Tempo, XOXO ve Luxos gibi dergilere de yazılar yazdı.
2020 yılının başında kurduğu BA Projectz’in çatısı altında global ölçekli lüks markalara ve kültür sanat projelerine stratejik danışmanlık vermektedir. Güncel haber sitesi www.plumemag.com ‘un da kurucusu olan Bihter Ayyıldız’ın uzmanlık alanı Sürdürülebilir marka ve iletişim stratejileridir. Konuşmalarında da lüks kavramını ele alan, lüksün tarihteki yolculuğuna dikkat çeken Ayyıldız, stil sahibi olmanın püf noktalarını, trendlere dair bilgiler aktarıyor.
Konuşma Konuları
- Influencer Marketing
- Influencer İletişimi
- Love and Hate Marketing
Lüksün tanımı değişiyor peki ya kendisi?
Alışılagelen lüksün tanımı değişiyor. Deneyim ve duygusal etkileşim ise, en katı kurallara sahip köklü markaların kilit noktasına dönüşmüş durumda. Dijital iletişimde yenilikçi olup, mağaza içi deneyimde öncü adımlar atan markalar yerini koruyor. Lüks tüketicisi çok üstün kalite malzeme ve essiz tasarım kadar samimi bir içerik iletişimi de arıyor.
- Dijital çağda lüks perakendecilik
Günümüzde dijitalleşme her yere nüfuz etti. Moda dünyası da bundan nasibini aldı. Tüketim artık dijital kanallar aracılığıyla gerçekleştiriliyor. Eğer bu kanallar aracılığıyla da müşteriye dokunmazsanız yok olup gidersiniz.
- Stil sahibi doğamayız ama olabiliriz
Audrey Hepburn ve Grace Kelly gibi bir ikonu kopyalayarak ya da stil danışmanlarıyla çalışıp başkasının hayal gücünün, zekasının ve zevkinin yansıması olan parçaları üzerinde taşıyarak stil sahibi olunur mu? Yoksa stil sahibi olmak kişinin genetik kodlarında mı vardır?
- Gardıropta “Top Ten”
Yıllar değişse de gardırobun değişmeyen ikonik parçaları neler olmalı? Hangi parçalarla zamansız bir şıklık yaşamanız mümkün.
- Sanat ve lüks: Markaların bitmeyen aşkı
Lüks markaların sanatçılarla olan iş birlikleri lüks tüketicisinin her zaman çok olumlu cevap verdiği bir formül. Fakat çok sık tekrarlandığı zaman, ticari algıya neden olup, müşteri gözünde sorgulanan bir alan olmaya da açık.
- Sadeleşme/100 ürünle yaşanır mı?
Sahip olduklarımızın bizi esir almasını daha çok dile getirdiğimiz dönemde, azalarak çoğalmak konusu üzerine düşünceler tartışmaya çok açık.
- İşte bunlar hep lüks…
Yüzyılı aşan hatta bazıları neredeyse 2 asra yaklaşan markaların da dünyanın dört bir yanındaki taleplere cevap vermek için üretim ağlarını geliştirmesi aynı ürüne gereğinden fazla kişinin sahip olabilme fırsatını doğurdu.
- Çağdaş Moda – Kavramsal Moda
Moda artık sadece tasarım ve kumaştan ibaret değil. Tüm bunların yerine çağdaş sanatta olduğu gibi fikir aldı.
- Marka olmak ya da olmamak
Marka olunmaz doğulur diyebiliriz. Bir markanın sadece ürünlerinin kalitesi ve popülaritesi o markanın değerini maalesef belirleyemiyor. Günü doğru değerlendiren ve geleceğe yatıran markalar dışındakilerin pek şansı olmayan bir dönemdeyiz.
- Doğru parçalara yatırım (Minimum parça maksimum şıklık)
Eskilerin bir sözü vardır: Nicelik değil, nitelik önemlidir. İngilizler de “Ucuz ürün alacak kadar zengin değilim”, derler. Bu sözler boşuna söylenmiş değil. Doğru ve sürdürülebilir bir gardırop kendinize yapacağınız en iyi yatırımlardan biri. Ve bunu çok az parçayla yapmak mümkün.
Videolar
Mete
Mordağ
Endüstriyel Ürün Tasarımcısı
İnovasyon
Sürdürülebilirlik
Teknoloji
Tasarım
Rasyonel Sanat
Fonksiyonel Ürünler
Biyografi
Mete Mordağ, yaratıcı sanatlara olan tutkusu ve pozitif bilimlere olan yatkınlığını birleştirerek endüstriyel tasarım dünyasına yönelmiş bir isim.
Mordağ, Edison Awards’ta ödül alan tek Türk ürünü, görme engelliler için tasarlanmış WeWalk’un (Akıllı Baston) tasarımcısı. Bu ödül bir tasarım ödülü değil, bir inovasyon teknoloji ödülü. ABD’de uzun zamandır Tesla, Apple gibi çok büyük markalara verilen ödül, Mordağ’ın da aralarında bulunduğu ekip sayesinde Türkiye’ye geldi.
Tasarım dünyasını değiştiren en önemli gelişmenin, dijital çağın mümkün kıldığı veri aktarımı teknolojileri ve mobil cihazlar olduğunu ifade eden Mordağ, ev eşyalarından su altı malzemelerine, endüstriyel ürünlerden mimari donanımlara çok farklı alanlarda estetik ve ergonomiyi birleştiren ürünler tasarlıyor.
Mordağ’a göre ikinci önemli gelişme ise ekolojik farkındalık. Yirminci yüzyılın son çeyreğinden itibaren tasarım süreçlerinin içerisine girmeye başlayan sürdürülebilirlik kavramı, günümüzde ürün geliştirme süreçlerinin “olmazsa olmaz”larının arasında yerini almış bulunuyor. Bu durum, toplumun bilinçlenmesinin ve ekolojik duyarlılığa sahip markaları tercih etmesinin bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor. Endüstriyel tasarımın ise ürün geliştirme süreçlerindeki rolü gereği markaları bilinçlendirme konusunda oldukça önemli bir role sahip olduğunu ifade ediyor.
Mordağ, endüstriyel tasarımın inovasyon ve etkin mühendislik ile beslenmediği sürece rekabetçi ortamda etkin bir sonuca ulaşmakta yetersiz kalacağını ifade ediyor. “İnovasyon anlamında endüstriyel tasarım gelişimi, katma değeri ve sunduğu yenilikler ile toplumu ileri taşımayı hedeflemek zorundadır. Her proje, her parça beraberinde yüklü yatırımlar ve çevreye ek-ağırlıklar getirirken, tüm bunları anlamsız bir çeşitlilik sunmak uğruna yapmaya hakkımız artık kalmadı.”
Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nü bitiren Mete Mordağ, Sydney New South Wales Üniversitesi’nde Endüstriyel Tasarım yüksek lisansını tamamladı. Tasarımlarıyla inovasyonu hayatımızın merkezinde kullanılabilir ürünlere dönüştüren Mordağ, tasarıma yaklaşımını söyle özetliyor: “Evren estetikteki büyük uzmanlığını kanıtlamıştır, çünkü yaradılışa olan mantıksal yaklaşımı kusursuzdur. Ortaya koyduğu “istisnasız güzelliğin” ardındaki her bir kıvrımın, bağlantının, ölçünün çok net sebepleri vardır. Müziğin, rengin, formun, her birinin doğruya ve güzele yönlendiren bir matematiği vardır. Tasarım kendi özgün alanında bu matematiği öğrenmek ve bunu icra etmekle yükümlüdür. Bu anlamda o, rasyonel sanat olarak tanımladığı bu yaklaşım üzerinden “istisnasız güzelliği” hedeflemektedir.”
Konuşma Konuları
- İnovasyon ve sürdürülebilirlik
- Ayrılmaz ikili: Teknoloji ve İnovasyon
- İnovasyon hayata nasıl entegre edilir?
- Tasarımda Trendler
- Form ve Fonksiyon
- Rasyonel Sanat
- Felsefe ve İlham
Videolar
Deniz
Türkali
Oyuncu, Senarist, Yazar
Biyografi
Deniz Türkali Türk sinemasına emek vermiş tecrübeli bir oyuncu ve senarist. Oyunculuk, konuşma sanatı üzerine dersler konferanslar veren Türkali, DOT Tiyatro ve 2. Kat Tiyatro’da oyunlar sergiliyor. Hayatımın Yemekleri adlı kitabı yayına hazırlanan oyuncunun hayat öyküsünü ise Murat Çelikkan yazdı. Hazırlığı tamamlanmak üzere olan nehir sohbetleri yakın bir zamanda yayınlanacak.
Oyuncunun “Mine” ve “Minik Serçe” olmak üzere kaleme aldığı iki farklı senaryosu da bulunuyor. Türkali’nin hayatında sinemanın yeri çok özel. Yönetmen Atıf Yılmaz ile ikinci evliliğini gerçekleştiren Türkali için sanat ve edebiyatla yoğrulmuş bir ailede dünyaya geldi. Babası yazar Vedat Türkali, Deniz Türkali’nin kültürel ve siyasi çizgisinde çok önemli rol oynadı.
Sinemayla iç içe yaşayan oyuncunun hayatında Nişantaşı Kız Lisesi’nde okuduğu yıllar bir dönüm noktası kabul edilebilir. O yıllarda tiyatroyla tanışan oyuncu Şişli Koleji’nde eğitimi sürdürdükten sonra Konservatuar Tiyatro Bölümünü kazandı. Türkiye’de iki yıl okuduktan sonra eğitimine Londra’da devam etti. İtalyada Dario Fo, Franca Rame ile çalıştı. Müzik çalışmalarını yürütürken bir yandan da Milliyet Yayınları’nda yayın danışmanlığı yaptı. Yıllar 1980’i gösterdiğinde Türkali yeniden oyunculuğa döndü. Elbette müziği tamamen bırakmadı. Üstelik müziğe olan tutkusu Türkali’ye tek kişilik tiyatro oyunlarında başarıyı getirdi. Radyo programları hazırlayıp sundu, köşe yazarlığı yaptı, sinema ve televizyon filmlerinde oynadı, senaryo yazdı. “Kaktüs” dergisinde, Milliyet gazetesinde, Hayat Dergisinde gazetecilik yaptı. Milliyet, Hürriyet, Radikal gazetelerinde çeşitli konularda yazdı. Kamelyalı Kadın müzikalinde Prudence Duvernoy’u canlandırdı. Sanatla uğraşırken bir yandan da iş hayatına atılan Türkali 5. Kat Restaurant ve Leyla Café’yi işletti.
Türkali, konservatuar eğitimini Londra’da tamamladı. Sosyal ve siyasi yazılar yazdı, etkinliklere katıldı. dergisinde ve “Kriter” dergisinde Avrupa Birliği ülkeleri sinema tanıtım yazıları yazdı. “Şehvet” adlı bir albümü bulunan oyuncu Galip Derviş, Hürrem Sultan, Gece Melek ve Bizim Çocuklar, Eylül Fırtınası, Dudaktan Kalbe gibi birçok sinema ve televizyon filminde rol aldı. Deniz Türkali yalnızca sinemayla ilgilenmedi, müzik de onun hayatında önemli bir yer tutuyor. İlk evliliğini İtalyan şarkıcı Ernesto Casalini ile yapan oyuncu ömrünün neredeyse yarısını ünlü sinema ustası Atıf Yılmaz ile geçirdi.
Konuşma Konuları
HERKES OYNAYABİLİR Mİ?
BEDEN DİLİMİZİ KULLANMAYI BİLİYOR MUYUZ?
Çocukken oynadığımız oyunları hatırlarsak oynamanın hiç de o kadar zor olmadığının ilk işaretlerini görürüz.
Oyun, hayatın her alanında hayatımızın tam da göbeğinde var olan bir eylem. Her zaman sahneye çıkarak ya da kamera önünde oynanmak gerekmez. Bazen bilerek, bazen kendiliğinden “oynarken” buluruz kendimizi. Kendinize bir sorun kimseyle paylaşmanıza gerek yok, yalnız kendinize sorun; inanmadan ama inanırmış gibi yaparak söylediğiniz ne çok şey var değil mi? İş hayatında, sosyal hayatta, aile ilişkilerinde, arkadaşlıklarda… Hayatta ne isle uğraşırsak uğraşalım oynamaya mecburuz. Başta uygarlık gereği… Güne çok kötü başladınız başınız ağrıyor, eşiniz ya da sevgilinizle tartıştınız, işe geldiniz bir çalışma arkadaşınız ya da yöneticiniz size “günaydın” dedi. İçinizden geçeni burada tekrarlamayalım ama cevabınız eğreti bir gülümsemeyle de olsa “günaydın” olacaktır. Şimdi iyi oynamak var kötü oynamak var. Eğer o selamdan yöneticiniz sıkıntınızı anladıysa başınız dertte demektir. İki kez daha tekrarlandığı takdirde hakkınızdaki izlenim hiç de iyi olmayacaktır.
Beden dilinin önemi işte bu örnekte öne çıkar. Oynamak’la numara yapmak arasındaki fark yalnız tonlamayla değil vücut dilini nasıl kullandığınızla da ortaya çıkar. Yani hayattaki iyi oyunculukta önemli olan, karşınızdakine ya da karşınızdakilere oynadığınızı belli etmemek. Karşınızdaki ya da karşınızdakiler oynadığınızı anlamışlarsa büyük ölçüde çuvallamışsınız… Bir başka ifadeyle çok kötü oynadınız demektir. İkna etmek, sahiciliğe inandırmak zor iş. Hele içten içe söylediklerinize kendiniz bile inanmıyorsanız, hemen açık vermeniz işten bile değil. “Güzel soru”, “tam da bunu söyleyecektim” tarzı klişeler çok geçmişte kaldı. Seçilen cümleler, o cümlelerin tonlamaları çok önemli. Vücut dilini spor yaparak da doğru kullanamazsınız. Her duruşun her hareketin her mimiğin bir anlamı var. O zaman nasıl iyi oynayacağız?
BİR MOTİVASYON OLARAK AŞK’A VAKİT VAR MI?
Çok sevdiğim genç bir arkadaşıma “Eşinle flört ediyor musun?” diye sormuştum. Biraz da şaşırarak “Deniz hanım hiç vaktim olmuyor çok çalışıyorum” demişti. “Çok üzücü” diye düşünmüştüm. Ona “sakın ha sakın, ne yap yap vakit ayır” diye sıkı sıkı tembih etmiştim. Çalışma hayatımız evdeki flörtü bile engelliyorsa, ya hayatı en keyifli kılan unsurlarından biri olan “flört etmeyi” bilmiyoruz ki bu hayatı nasıl yaşadığımıza dair birçok sorunu birlikte getirir, ya da gerek duymuyoruz ki bu belki daha da vahim bir durumla karşı karşıyayız demektir. Hayatını sadece işten ibaret sananlar iş hayatında asla uzun süreli başarılı olamazlar. Hayatı tek bir şey üzerine kurmak sadece o şeye konsantre olmak asla başarının sırrı değildir.
Yaşamayı bilmek bir tür sanattır. İş hayatını zevkli kılacak küçük hazları asla es geçmemek gerekir. İş hayatı asık suratla lanet ederek sürdürülemez. Her an ne yaparsanız yapın yaratıcılığınızı kullanmak zorundasınız. Ne kadar çok “Endorfin” salgılarsak o kadar enerjik oluruz. Aşk hali zaten mutluluğun zirve yaptığı bir durum. Bu, herkes için, her an ele geçirilebilecek bir bağış değil biliyorum. Ama bir de şuradan bakalım; aşk bir ruh hali; o zaman, birine aşık olmuyoruz. Önce aşık oluyoruz sonra biri giriyor devreye… Hiç kimse olmasa da denk düşmese de o aşk halidir asıl önemli olan. Sizi motive edecek “endofin”e zirve yaptıracak olan da budur. Yani başarının sırrı ufak tefek ayrıntılarda gizlidir. O ayrıntı dediğimiz şeyler bizi motive ederken çalışmalarımızda da verimi artırır.
ZAMANI KULLANMAK HAYATI KULLANMAK
Hayatımızı nasıl kullanıyoruz? Üstelik bir daha ele geçirmemize imkan olmayan bir zaman dilimiyle kısıtlı. Bu iki dinamik aynı zamanda birbirleriyle var olabiliyor. Ve ayrıca herkesin hayatı ve zamanı bir bakıma çok benzer, bir bakıma çok farklı. Hepimizin hayatı birbiriyle son derece ilişkili…
Hayatın ve zamanın kullanımını ele geçirmemiz zaten “bir zaman” alıyor. Bunu farketmemiz “hay allah zaman nasıl da çabuk geçiyor” demeğe başlamamız da gene epey bir zaman alıyor. Bir yandan kendi hayatımızı elden kaçırmamaya çalışırken ihtiyaç duyduğumuz diğer hayatlarla da ilişki içinde olduğumuzu unutmamamız gerekiyor. Ne işle uğraşırsak uğraşalım zamanı kullanmayı bilmiyorsak hayatımızı bir anda alt üst edebiliriz. Yalnız kendi hayatımızı da değil birlikte çalıştığımız, yaşadığımız diğer insanların hayatlarını da…
İş hayatında en önemli şeylerden biri bilgi paylaşımı, yönetimi. Bir o kadar da önemli olan zamanı paylaşmak ve yönetmek. İş hayatımızı, zamanın boşa harcanmasına asla göz yummadan nasıl yönetebiliriz? Zamanın boşa harcanmasını nasıl önleriz? Bunu nasıl mümkün kılabiliriz?
Unutmayalım “Money is time, time is money!”
İLETİŞİM BECERİLERİ
Yaşamımızda her dokunuş bir iletişimdir. Her ne yaparsanız yapın doğru İletişim kurmak size başarı, mutluluk, keyif, güçlü ve sağlıklı ilişkiler olarak dönecektir. Biraz özen, biraz sabır biraz pozitif düşünce ve güçlü bir dille başarır mıyız dersiniz?
Hakan
Kırkoğlu
Danışman Astrolog, Eğitmen, Yazar
Burçlar
Astroloji Haritası
Yıldız Haritası
Fütüroloji
Biyografi
Hayatın DNA’sı
R. Hakan Kırkoğlu, astrolog, fütürist, tarihçi, geleceği okuyan renkli bir kişilik. Bir astrolog trendleri yakından takip ederek, geleceği gerek bireyler gerekse kurumlar için anlamlandırabilir. Farklı disiplinlerde eğitim alıp, farklı disiplinlerde kariyer peşinde koşan Kırkoğlu’nun gelecek analizindeki isabet oranı tesadüf değil. Başarılı bankacılık kariyerini hayalini gerçekleştirme pahasına bırakabilecek kadar cesur.
Kırkoğlu, İTÜ İşletme Mühendisliği’nden mezun olduktan sonra Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nde yüksek lisans yaptı. 1993-2000 yılları arasında bankacılık sektöründe Hazine, Araştırma ve Finansal Kurumlar bölümlerinde görev aldı. En son 2000 yılında DenizBank’ta çalışırken bankacılık kariyerini bırakarak, astroloji konusuna yöneldi. İngiltere’de Faculty of Astrologicial Studies’de eğitim aldı. Türkiye’de kendi danışmanlık şirketini kurdu. Kırkoğlu bir grup arkadaşıyla birlikte, 2000 yılında Astroloji Birliği Derneği’ni (Astrobil) kurdu. ABD’de yapılan Birleşik Astroloji Kongresi’nde (UAC 2008) Dünya Astrolojisi Koordinatörü olarak görev aldı. Kırkoğlu, ülkemizde ilk defa astrolojinin üniversite çatısı altında yer almasını sağladı.
1997 yılında Londra’daki Faculty of Astrological Studies’den diplomasını Cordelia Mansall Veritas Award ile birlikte alan Kırkoğlu, ayrıca bu fakültede 2009 yılına kadar Türkiye temsilcisi ve uzaktan öğretim görevlisi olarak yer aldı.
2003 yılında ISAR (International Society for Astrological Research) temsilcisi olarak Los Angeles’ta gerçekleşen konferansta Orta Doğu’da savaş ve barış döngüleri ve Arap noktaları adlı sunumları gerçekleştirdi.
Uzun yıllara dayanan eğitim çalışmalarını 2005 yılından itibaren “Göklerin Bilgeliği Okulu” adı altında üç yılı kapsayan bir sertifikasyon programına dönüştürdü.
Astrolojiyi, insanın yapısına dair genetik kodların saklı olduğu DNA’ya benzeten Kırkoğlu, astrolojinin de insan yaşamının DNA’sı olduğunu söylüyor. “DNA yapımız bizim saçımızın, gözümüzün rengini ve hangi hastalıklara karşı hassas olduğumuzu gösteriyor. Astrolojik harita hayatın DNA’sı gibi değerlendirilebilir. Bir başka bakış açısıyla, manyetik kartlar vardır. Aynı bu kartlar gibi harita hayatımızda belli kapıları açıyor, belli kapılarıysa açmıyor. Hayat bizi başka kapılara doğru yöneltmeye çalışıyor. Astroloji, hayatın içinde, hayatla beraber nasıl akabileceğimizi gösteriyor. Astroloji, hayatın ritmine kendimizi uydurmakla ilgili. Astroloji, son derece basit ve aynı zamanda mükemmel bir dil. Bu dille, karşımıza çıkan birtakım olayları ve zamanları tanımlayabiliyoruz. 12 burç bunu kategorize ederek gösteriyor. Bu 12 burç içinde hayatın bütün boyutlarını görebiliyoruz. Koç burcundan Balık burcuna kadar hayatta karşımıza çıkan farklı davranış şekillerini görüyoruz” diyor.
Astroloji konusundaki bilgi paylaşımını Milliyet Gazetesi’nde yazdığı yazılarla devam ettiriyor.
Konuşma Konuları
Astrolojik HR; Burçlara göre yetkinlikler
Bir kişinin astrolojik haritası değerlendirildiğinde, o kişinin sadece psikolojik eğilimlerini değil, aynı zamanda yeteneklerini, duygusal açıdan rahat bulduğu ve motive olduğu yönleri, dikkatini nasıl kullandığını ve ilişkiler alanında nasıl tepkiler geliştirdiğini de analiz edebilirsiniz. Astrolojik haritanın tamamı bize iş hayatındaki yetkinliklerle ilgili bütüncül bilgiler verir. Bu konuşmada, kişilerin hem çevreleri hem de geçmiş-gelecek tasarımları düzlemindeki etkinlikleri üzerinde duruyoruz. Aynı zamanda kariyerin dönüşüme uğradığı kriz ve gelişme fırsatlarından söz ediyoruz.
Türkiye ve Dünya Sosyal, Ekonomik, Politik Trendler
Tarihsel döngüler göz önüne alındığında, aslında olayların hiç de rastlantısal olmadıklarını, tarihin belirli kalıplar izleyerek yeni gelişim çizgilerine doğru ilendiğini görebiliriz. Satürn ötesindeki yavaş gezegenlerin döngüleri, geçtikleri burçlar hem dünyasal trendleri, hangi konuların öne çıktığını, kısaca zamanın kalitesini ortaya koyarlar. 20 yılda bir gerçekleşen Jüpiter-Satürn birleşimleri özellikle ekonomik, politik paradigmaları öne çıkan çıkar. Çatışmalarını ve dünya çapında düzeyde ekonomik dalgalanmaları gösterirler. Bu sunumda, hem Türkiye’nin gelişim süreçlerini tarihsel açıdan ortaya koyacağız hem de dünya çapında trendlere, olası krizlere ve fırsatlara değineceğiz.
Şirketlerin astroloji haritaları; grup haritası
Kişilerin doğum haritaları olduğu gibi, şirketlerin de doğum anları vardır ve bu an Ticaret Sicil Gazetesi’ne geçmeleri ile hukuki bir anlam kazanır. Bir şirketin kuruluş haritasına bakıldığında, SWOT analizinin kullanılabileceğini görebiliriz. Şirketin güçlü olduğu alanlarını, yönetimini, liderlik yeteneğini, çalışanlarının kapasitelerini, medya ve halkla İlişkilerini ele alabiliriz. Bu buluşçu yaklaşım bize sadece şirketin bize vadettiği kapasiteyi açıklamakla kalmaz aynı zamanda farklı zaman aralıklarında hangi yönde ilerleyebileceği yönünde, stratejik bilgiler sunar. Kuşkusuz şirket yönetiminde, yöneticilerin astrolojik analizleri, bir araya geldiklerinde nasıl bir sinerji oluşturacakları, yöneticilerin ortak, kompozit haritaları üzerinde görülebilir. Yönetimden bir kişinin ayrılması ya da yeni bir kişinin katılması ile ortaya çıkabilecek yeni dinamikleri görmek, ilgi çekici olabilir. Bu çalışmada, şirket haritasının nasıl değerlendirilebileceği örneklerle ele alınıyor.
Fütüroloji
Orta ve uzun vadede döngüler incelendiğinde, sosyal trendlerin, teknolojik açılımların incelenmesi, geleceği düşünmek ve tasarlamak açısından zengin ipuçları sunar. Bu sunumda, 20. yüzyıldan devralınan gezegen döngülerinin 2020’lere doğru hangi yönlere gidebileceği konusunda ipuçlarını araştıracağız. Gezegen döngüleri eşliğinde, global siyasi ve ekonomik konjonktörler, yeni siyasi politikaların ortaya konması ve değişik ülke ve organizasyonların astrolojik haritalarının değerlendirilerek özetlenmesi ana baslıklarımızı oluşturmakta.
Videolar
Ercan Altuğ
Yılmaz
Eğitmen, Yazar, Oyunlaştırma Uzmanı, Gamfed Türkiye & Oyun Akademisi Kurucu
Biyografi
Ercan Altuğ Yılmaz, Yıldız Teknik Üniversitesi Matematik Mühendisliği mezunu. Dijital eğitim teknolojileri üzerine uzun yıllar Netron, Bilgeadam ve Turkcell Akademi’de çalıştı. Oyun tabanlı ve oyunlaştırılmış birçok ödüllü eğitim projesini de bu süreçte hayata geçirdi.
Gamification Meetup ve Gamification Hackathon isimli oyunlaştırma etkinliklerini düzenleyen Yılmaz, girişim merkezleri Startershub, Workinton, KWORKS, Impact Hub ve İTÜ Magnet gibi kuluçka merkezlerinde mentorluk yapıyor.
Dijitalleşme, dijital eğitim ve iletişim sistemleri, yeni nesil motivasyon, oyun tasarımı, oyunlaştırma, sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik gibi konularda eğitim ve seminerler veriyor, danışmanlık yapıyor.
Yılmaz, dünyaca ünlü oyun tasarımcısı ve oyunlaştırma uzmanlarının yer aldığı GamFed Uluslararası Oyunlaştırma Federasyonu’nun Türkiye temsilcisi. GWC16 Gamification World Congress Madrid, Gamification Europe Brighton UK, Gamicon New Orleans USA ve Gamilearn Barcelona gibi oyunlaştırma konferanslarından davet alarak sunum yapan Türkiye’den ilk ve tek isim.
Yılmaz halen Bahçeşehir Üniversitesi, Yeditepe Üniversitesi, Beykoz Üniversitesi ve ITUSEM, BAUSEM gibi kurumlarda Oyun Tasarımı ve Oyunlaştırma dersleri veriyor.
Konuşma Konuları
- Yeni Nesil İçin Geleceğin İş Modeli: Oyunlaştırma
- İnsan Odaklı Deneyim Tasarımı: Hikayeleştirme ve Oyunlaştırma
- Uzaktan Eğitimde Etkileşim ve Oyunlaştırma
- Oyun Trendleri: Metaverse, NFT, Kripto Oyun, DeFi,F antoken, XR Genişletilmiş Gerçeklik.
- İşini Oyuna, Oyunu İşe Çevirme Sanatı
- Dijitalleşen Nesil için Dijital Liderlik
- Oyunun Yeni Nesil Hali: Espor, Gaming ve Gamification
- Bağımlılık Yapan Müşteri ve Çalışan Deneyimleri Tasarlamak
- Şirket Olarak Takdir Kültürü ve Geribildirim ile Yeni Alışkanlık Kazanma
Videolar
Güler
Aras
Akademisyen, Finans ve Muhasebe Profesörü Finans, Kurumsal Yönetim ve Sürdürülebilirlik Merkezi (CFGS) Kurucu Direktörü
Biyografi
Prof. Dr. Güler Aras, akademik çalışmaları, yurt içi ve yurt dışında gerçekleştirdiği konuşmalarla dikkat çeken bir akademisyen. Sürdürülebilirlik, finans, bankacılık, sermaye piyasası, kurumsal yatırımcılar, stratejik sektör çalışmaları, kurumsal sosyal sorumluluk ve kurumsal yönetim alanlarında uzmanlaşan Aras’ın, 11’ i uluslararası olmak üzere 20 kitabı, 200’den fazla makalesi bulunuyor.
Yıldız Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü Finans Ana Bilim Dalında öğretim üyesi ve “Finans, Kurumsal Yönetim ve Sürdürülebilirlik Araştırma ve Uygulama Merkezi” Direktörü görevini sürdüren Aras, 2013 yılına kadar İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı ve Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü olarak çalışmıştır. DeMontfort Üniversitesi’nde (İngiltere) misafir öğretim üyeliği yapan Aras, uluslararası araştırma projeleri yürütüyor.
Aras’ın konuşma konularından biri, bugün pek çok kurumun sıklıkla kullandığı “sürdürülebilirlik” kavramı. Aras, bu popüler kavrama farklı bir bakış açısı getiriyor. İşletmelerin sürdürülebilir performansa ulaşma sürecini, sosyal sorumluluk bilinciyle faaliyetlerini gerçekleştirmelerinin önemini, bunun sürdürülebilir firma performansına katkısını dinleyicilerle paylaşıyor. Kısaca, her işletmenin temel hedefi olan “sürdürülebilir bir firma yaratabilmenin” ipuçlarını veriyor. Aras’ın ilgi gören konuşma başlıklarından birini de “Basel” oluşturuyor. Basel bankacılık düzenlemelerinin firmaların kredilendirme sürecinde ne tür değişiklikler getireceğini ve firmaların bu sürece ne şekilde hazırlanması gerektiğini anlattığı toplantılar, küçük ve orta ölçekli şirketlerden uluslararası kuruluşlara kadar farklı ölçekteki pek çok firmaya yol gösteriyor.
Kriz yönetimi, Aras’ın uzmanlık alanı. Krizlerde finansal yönetimi, firmaları başarısızlıktan kurtaran ve sürdürülebilir bir performansa ulaşmalarını sağlayan önemli unsurlardan biri olarak tanımlayan Aras bu alanla ilgili yaptığı konuşmalarında, firmaların kriz ortamında faaliyetlerini nasıl yöneteceklerini, finansal ve finansal olmayan önlemleri ve uygulamaları aktarıyor.
Aras, Georgetown University McDonough School Business Center for Financial Market and Policy’de misafir öğretim üyeliği görevini üstlendi. On tanesi uluslararası olmak üzere çok sayıda akademik derginin yayın kurulunda görev alıyor, uluslararası ve ulusal konferansların sürekli bilim kurulu üyeliğini gerçekleştiriyor. Uluslararası Finansal Yönetim Enstitüsü -IMA Turkish Chapter– kurucu üyeliği ve başkanlık görevini yürütmüş olan Aras, çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarındaki çalışma komisyonu üyelikleri ile birlikte Türkiye Şeffaflık Derneği’nin de kurucu üyeliğini yürütüyor.
Konuşma Konuları
- Sürdürülebilir İşletme Performansı
- Kurumsal Sosyal Sorumluluk
- Basel ve Risk Yönetimi
- Kriz Yönetimi: Hazırlan, Tanımla, Analiz Et, Çözümle
- Ekonomi
Haluk
Gürgen
Akademisyen
İletişim Yönetimi
Algı Yönetimi
İtibar Yönetimi
Biyografi
Prof. Dr. Haluk Gürgen, yıllardır çok sayıda özel ve kamu kuruluşu için başarılı iletişim kampanyaları kurguluyor. Prof. Gürgen, çağdaş pazarlamanın niteliklerini şu sözlerle anlatıyor: “Hayatın yaşanma hızı, toplumsal değişimi tetikleyen dinamiklerin başında geliyor. Her geçen gün ihtiyaçlarımızı daha hızlı bir şekilde belirlemek, karşılamak, tüketmek ve yeni ihtiyaçları keşfederek, tüketerek hayatın döngüsü içinde var olmaya çalışıyoruz. Bu nedenle pazarlamada başarılı olmanın yolu, baş döndürücü hıza ayak uydurabilen markaların yaratılmasından geçiyor. Bu da güçlü markalar yaratmak demek. Kurumsal marka, kurumsal iletişim ve itibarın doğru bir şekilde yönetilmesi sonucunda yaratılır. Güçlü ürün markalarının yaratılmasında ve geliştirilmesinde ise ait oldukları kurumsal markaların gücünden beslenmesinin gerekliliği önemli oluyor.”
Prof. Dr. Haluk Gürgen Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı. Gürgen bugüne kadar Çevre Bakanlığı, Gümrük Bakanlığı, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü, Vakıfbank, Mesa, Coşkunöz Holding ve Erciyas Biracılık adına iletişim projeleri çalışmalarında bulundu. Gürgen çok uluslu kurumlara, yerli kuruluşlara, bankalara eğitimler veriyor. Gürgen, Yüksek Öğretim Kurumu “Akademik Değerlendirme ve Kalite Geliştirme Komisyonu” kurucu üyesi olarak görev yapıyor.
Konuşma Konuları
- Kurumsal İletişim
- Kriz İletişimi
- İtibar Yönetimi
- Kişilerarası İletişim
- Varolmak ve İletişim
- Paylaşmak, Sorumluluk ve İletişim
Videolar
Saffet Emre
Tonguç
Tarihçi, Seyahat Yazarı, Profesyonel Rehber
Turizm
Butik Oteller
Büyük Oteller
Boğaz Turu
Gezilecek Yerler
İlginç Rotalar
Biyografi
Saffet Emre Tonguç tarihçi, gezgin, yazar. Türkiye’nin en ünlü rehberi. Duygularını, “Gitme tutkusu kişinin genetik kodlamasında var. Bu istek benim açımdan vizyonumu açan, ufkumu genişleten bir unsur oldu. Çoğu insan hayatı, çalışıp mal edinmek olarak görüyor. Oysa önemli olanın beyinsel anlamda bir zenginliğe ulaşabilmek olduğunu düşünüyorum” sözleriyle açıklıyor.
Bugüne kadar yüzden fazla ülkeye birçok kez giden Tonguç, Türkiye’nin dünyada görülmesi gereken ilk yerlerden biri olduğunu ancak tanıtımına yönelik önemli eksikliklerin bulunduğunu söylüyor. “A ile B arasındaki en kestirme yol Türkiye. Bu nedenle de inanılamayacak kadar çok sayıda uygarlık izlerini Türkiye’de bırakmış. En güvenilir rehber kitaplardan ‘Lonely Planet’ın Türkiye bölümünde; ‘Yunan kalıntılarını görmek istiyorsanız Yunanistan’a değil Türkiye’ye; Roma kalıntılarını görmek istiyorsanız İtalya’ya değil Türkiye’ye gidin’ diyor. Bu çok doğru bir tespit. Ancak bunun farkında değiliz ve değerini bilmiyoruz. 100’ün üzerinde ülkeye gittim, ancak hala en çok etkilendiğim yerlerden biri Anadolu” diyor.
Turizm Bölümü öğrencisiyken profesyonel rehberliğe adım attı. Amatör fotoğraf çalışmaları, ABD ve Avustralya başta olmak üzere, çeşitli uluslararası yayınlarda yer aldı. ABC Televizyonu’nun “Good Morning America” programında sunuculuk yaptı. Türkiye Turist Rehberleri Birliği tarafından “Türkiye’nin En Çok Seyahat Eden Rehberi” seçildi, “Yılın Seyahat Yazarı” olarak ödüllendirildi.
Konuşma Konuları
- Görülecek 101 Yer; Dünyada, Avrupa’da, Amerika’da, Türkiye’de…
- Istanbul ve gece
- Türkiye’nin zenginlikleri
- Ayrıcalıklı rotalar
Videolar
[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]